ŞİDDET KAVRAMI

Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır.

Bu tanım kapsamında ve sağlık hizmeti veren hekim ve diğer sağlık meslek mensuplarını[1] ilgilendiren boyutta, tokat atmak, iteklemek, tekmelemek, bir şey fırlatmak, yumruk veya bir nesneyle vurmak, silah veya bunun gibi bir nesneyle zarar vermek ya da tehdit etmek gibi davranışlar fiziksel şiddet; hakaret etmek, aşağılayıcı söz söylemek, küçük düşürmek, sözlü olarak tehdit etmek, kişiye kendisini yetersiz hissettirecek söz veya davranışta bulunmak, küfretmek, kişinin hareket özgürlüğünü kısıtlamak gibi fiziksel bir baskı olmadan uygulanan ve ruh sağlığını etkileyen her türlü söz ve davranışlar sözlü-duygusal-psikolojik şiddet; kişiye cinsel içerikli sözler söylemek, kişiyi cinsel yönden aşağılamak ya da cinsel taciz olarak değerlendirilen davranışlar ise cinsel şiddet kategorisindedir[2].

Bahsi edilen söz, tutum veya davranışların hasta, hasta yakını ya da diğer kişilerce hekim ve diğer sağlık meslek mensuplarına yönelik olarak sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerinden dolayı gerçekleştirilmesi halinde, sağlıkta şiddet veya sağlık çalışanlarına şiddet durumu söz konusu olmaktadır.

Sağlıkta şiddet veya sağlık çalışanlarına şiddetin çok eski zamanlardan beri var olduğu bilinmekte, zaman içinde azalmak yerine daha da arttığı dikkati çekmektedir. Bu çalışmanın konusu, sağlık çalışanlarına yönelik olarak sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerinden dolayı gerçekleştirilen her türlü şiddet olaylarının oluşmasına, hatta bunların artmasına neden olan sosyo-ekonomik koşulların araştırılması ve incelenmesi olmayıp, şiddet olayı meydana geldiğinde hekim ve diğer sağlık meslek mensuplarının hukuki süreç ve hakları konusunda bilgilendirme yapmaktır.

Gerçekten de sağlık meslek mensuplarına yönelik şiddet olayları günden güne artış gösterirken şiddete maruz kalsın ya da kalmasın, hekimler başta olmak üzere sağlık meslek mensuplarının çoğunlukla, şiddet olayı gerçekleştiğinde sahip oldukları hukuki ve idari haklar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları düşünülmektedir.

Sağlık meslek mensuplarının %67’sinin en az bir kere şiddete maruz kaldığına[3], Ocak 2016-Ocak 2022 yıllarını kapsayan dönemde toplam 84.246 tane sağlıkta şiddet başvurusu yapıldığına[4] dair istatistik verileri varken, bu ciddi ve yaygın soruna yönelik olarak anında ve etkin hukuksal girişimlerde bulunmak, öncelikle ilgili sağlık meslek mensubunun yeterli bilinç, bilgi ve desteğe sahip olması ile mümkündür. Hekimler başta olmak üzere sağlık meslek mensuplarına yönelik olarak sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerinden dolayı gerçekleştirilen şiddet durumlarında kayıtsız kalınmayarak derhal ve etkili olarak hukuki ve idari hakların kullanımına geçilmesi, bir taraftan ilgili sağlık meslek mensubuna şiddet uygulayanın yaptırımsız kalmasını engelleyecek, diğer taraftan ise bu konu ile ilgilenen, hassasiyet gösteren kişi ve kuruluşlar aracılığıyla paylaşılan süreç ve sonuçlarla kamuoyu yaratılarak toplumsal bilinç ve çekince oluşturulabilecektir.